14 Kasım 2010 Pazar

Gençlerbirliği-BEŞİKTAŞ

Maça baskılı önde basan ve ilk yarım saat rakibi kendi yarı alanına hapseden pozisyonlar bulan bi beşiktaş takımı vardı sahada ve nitekim 45+ da da olsa geçen hafta 90+5 te penaltıyı kaçırma moral bozuklugu ama tecrübesi özgüveni yüksek guti ile yine penaltıdan ama bu sefer gol ile neticelenen bi pozisyon ile öne geçti.
İkinci yarı ilk yarıyla oranla sahada şöyle bi görüntü vardı beşiktaşta;ilk yarıda ne istediğini ve bu maçta atılması gereken bir golün kendilerine yeteceği ve bu golden sora rakibin üzerine gelip açık  vereceğini düşünen bi beşiktaş vardı ve nitekinde öle oldu.İkinci yarıda oyunu tutan yada tutmaya çalışan beşiktaş,oyunu rakibine bırakmış deplasmandan hele hele puan durumu,moral motivasyon ve galatasaray maçı evvelinde konyayıda kayıpsız geçmek adına hayati önem taşıyan bu deplasmandan mutlak 3 puan alınmalıydı ve bu puanda her ne şekilde olursa olsun mecburiydi,gençlerbirliği takımı uzaktan şutlarla kilidi açmaya çalıştı fakat onlardada rüştü tecrübesiyle ayakta kalan isimdi.

Bir kaç sözde edilmesi gereken bi isim varsa oda hilbert!! Bu bizden bir laz! görünümlü alman sağ kanat oyuncusu yorulmak bilmeyen bi ernsvari alman makinesi,görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan bunun yanında hücuma katılan,gollük!! ortalar kesmeler yapan,yetmezmiş gibi şutlar çeken ve gol arayan adamı 94.dk'da o deparı atıp 3 puaanı perçinleyen golü atan adamı ayakta alkışlamak futbolunun adaletini vermek gerektiğini düşünüyorum.

Sonuç olarak beşiktaş her ne sebeple olursa olsun bu deplasmandan 3 puan almalıydı,ya devam ya tamam maçıydı ve istenilen alındı,artık bayramdan sora gözler konya maçında. Galatasaray derbisi öncesi bu maç çok önemli yukardaki rakiplerle aranın açılmaması ve ilk yarı kapanmadan ikinci yarı öncesi umut verici bi yer kapılmalı.

Tebrikler BEŞİKTAŞ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder