26 Aralık 2010 Pazar

Pazar Tahminlerimiz

Kuponlarında kullananlara bol şans diliyorum ve tabiki bana :))


Aston Villa 1-2 Tottenham
Bu sonuç ile kuponumuz 3'te kaldı :((

23 Aralık 2010 Perşembe

Çarşı Lefter'e Duyarlı


Sosyal sorumluluk projelerinin içinde yer alarak her zaman insanların takdirini kazanan 'Çarşı Grubu' yayınladığı mesajın üst kısmında Lefter'in "Çok gençtim. Her kulüp peşimdeydi. Ciddi ciddi Beşiktaş'a gidiyordum. Korktum. Heybetinden çekindim. Baba Hakkı'nın olduğu yerde belki elim ayağım birbirine dolanır dedim ve Beşiktaşlı olmaktan vazgeçtim"sözüne yer verirken devamında da "O gün gelmedin ya dert değil, bu gün ta cevahirimizin ortasındasın. Saygına hürmetimiz var! Geçmiş olsun" ifadelerine yer vererek Lefter Küçükandonyadis'e geçmiş olsun dileklerini iletti.

21 Aralık 2010 Salı

Futbol Dışı Hayatlar Üzerine


Konu başlığımızı görenler herhangi birileri üzerine konu edilmiş bir yazı sanabilirler.Asıl konu içi muhabbetimiz ise meslekleri "futbolculuk" olmak olan insanlar grubu!

Futbolcu kardeşlerimizin,abilerimizin hep bazı program isimleri adı altında,sonuna eklenen "ÖZEL" ekleriyle konu edildiği programlarda onların muhabir ve konuk arasında muhabbetlerinde geçen soru cevap bölümünde muhabir sorar ve aldığı cevaplar hep futbol üzerinedir,çünkü soru hep futbol üzerine gelmiştir.

Gelmek istediğimiz nokta ise,bizim futbolcularımızın hayat tarzlarını,ne kadar kültürlü olduğu veya hobileri,varsa korkularını öğrenmek istememiz.Yani bu giydikleri formalara gönül vermiş taraftarlar olarak onların formasının dışındaki hayatlarını nasıl yaşadıklarıdır.

Herhangi bir örnek verecek olursak aklıma ilk Eski Trabzonspor'lu,G.Antep teknik direktörü Toluna Kafkas geliyor.Eski takım arkadaşlarından bir tanesi demişti o tam bir entellektüeldir diye,deplasmanlarda ve kaldıkları otelde elinden kitap düşmezmiş.Ben bir futbolsever olarak,bunu duyup ilgimi çekiyor ise sevgili program yapımcılarımızın neden aklına gelmiyor Sn.Kafkas ile futbol dışı,mesela edebiyat konulu bir muhabbet ortamı yaratmak ve meraklılarına sunmak.Sn.Kafkas sadece aklıma gelen bir örnek.

Ama sanırım biz bu güzel insanlarımızın sadece futbol hayatları boyunca izleyip,eleştrip,stadlarda küfredip,arkalarından benzetmeler düzüp sonrada onları formalarını astıktan sonra unutmayı seçiyoruz.

Asıl sonuç ve sorun galiba memleketteki kaos ortamının reyting uğruna prim görmesi ve bu uğurda belkide dünya kalitesi insanlarımızın karakterlerini ortaya çıkaramadan gitmesi üzerine kurulu olması.

17 Aralık 2010 Cuma

18-19/12/2010 iDDaa Tahminlerim

Sistem 3-4 ile tutan kuponumuzdur.
Bu haftaki tahminlerim:
Kayseri sahasında istisnalar harici çok zor kaybeden takım ve Bucaspor ise tam dişine göre bir rakip:1
Dortmund UEFA Avrupa Ligi'nden şanssız bir şekilde elendi fakat Almanya'da dolu dizgin ilerliyorlar ve Frankfurtun da onlara dur diyecek ekip olmaları zor görünüyor,Nuri Şahin'in önderliğinde Dortmund:2
Shalke bir açıldı pir açıldı,maçları hep gollü geçiyor ve forvet hattı çok formda formsuz Köln direnemez:1
Ankaragücün'de kaos bir türlü bitmek bilmiyor ve neler olduğunu kimse anlamıyor,işler bu kadar karışıkken,futbolcularında aklı kontratlar paralar nolacak düşüncesindeler haliyle ve bu kadar karışık malzemeden ne yemek olur ne de hoşaf :) Antalya fırsat tepmez:1

Diğer kuponum ise İddaa tahminlerinde yüksek oranda sonuçlanan TGS 2-3 ağırlıklı.Bana sorarsanız tutması yüksek ihtimal sistem 3-4 kesin sonuç alır.
Bol Şanslar...


10 Aralık 2010 Cuma

Barca-Real Maçının ardından muhteşem bir video kamera arkası görüntüleri


Barcelona'nun 5 attığı Real Madrid maçından sonra muhteşem görüntüler,insanın tekrar tekrar izleyesi geliyor.

11-12/12 İddaa Kuponumuz

Bu haftaki kuponumuz!
Geçen hafta bir kuponumuzda başarılı olmuştuk,bu seferki kuponumuz oranlı :))

Ben Sistem 3 ile oynadım ve 1 TL'lik kuponumuz 142.09 TL veriyor.
Seçili maçların dışında 225 Kod'lu Dortmund-W.Bremen karşılaşması,1.40 oranıyla da favori karşılaşmam ama sitemli kuponuma koymadım.
Oynayacaklara ve tabi ki bana bol şans...

7 Aralık 2010 Salı

Uefa 2010 Yılın 11'i

Uefa 2010 Yılın 11'i ( yani benim onbirim )

Kale: 
De Gea - Belki sezonun en iyisi değildi ama en akılda kalanlarından biriydi
Defans:
Riise - Liverpool'dan sonra Roma az kalıyor bu adama benim 11'imde her zaman yeri garantidir.
Sağda Maicon - Buna kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum,en azından Ramos'tan fazla hak ediyor.
Göbekte Puyol - En karışık pozisyonlarda bile pas yapmayı beceren bonus kafamız :)
Göbekte Pique - O varsa sorun yok
Orta Saha
Göbekte XavIniesta - Onları duşta bile ayırmak imkansız onlar varsa tası tarağı toplasın gitsin :)
Solda Müller - Dünya kupasında neler yaptı buadam herkes biliyor.
Sağda Robben - Hollanda ile ve Bayern ile neler yaptı neler 
Forvet
Messi - Belki milli takımla birşey kazanamdı ama onun yeri hep burası
Drogba - Bu kadar topla oynayan ekipte bir de o olmalıydı
Teknik Direktör
Jose Mourinho - Kendini çok sevmesemde hoşlanmasamda Messi'li Iniesta'lı Xavi'li takımı o çalıştırırsa değil sahanın ortasında koşmak tribünde amigoluk bile yapar :)


5 Aralık 2010 Pazar

Beşiktaş-Bursaspor

Beşiktaş-Bursaspor

Maç öncesi 7 yılı aşkındır hem Bursa taraftarı hem de Beşiktaş taraftarı deplasmanlara gidemiyordu ve İl Güvenlik Kurulu izini verdi bu gidişata bir son verildi.Verildi verilmesine de maçtan evvel yine kavga gürültü yok değildi.Nitekim çıkan olaylarda 3 taraftarın bıçaklandığı ve 1 taraftarında öldüğü söyleniyor kesin bilgi olmamakla birlikte.Tüm bu gerilimin ışığında başladı Beşiktaş-Bursaspor karşılaşması.
İlk dakikalarda (3-5 dk.) Bursaspor ilerde baskı yapmaya çalıştı fakat Beşiktaş'ın ileri ucundan başlayan ve rakibine hazırlık paslarını,oyun kurmasını engelleme çabası kısa sürede sonuç verdi.Guti'nin hemen her topu alması ve olumlu kullanması,takım arkadaşlarınında ona eşlik etmesiyle Beşiktaş oyunun mutlak hakimiydi.Shuster'in evvelki maçlardaki hiç vazgeçmediği ve vazgeçmeyi de düşünmediği ofsayt taktiğinin yanı sıra,ailecek hücüm etmeyi bırakmış orta alan da topla oynama isteği olan,oyunun hakimiyetini ele alan ve en önemlisi bunları yaparken de sonuna kadar sabretmesini bilen bir yapıyla sahaya çıkması Beşiktaş'ı orta alanda ve ileri uçta oyunun hakimi yaptı.Bobo'nun yokluğunda Holosko'ya yine güvenmişve yanına da A2'de harikalar yaratan Ali Kuçik'i koymuştu.Ali'nin görevi hemen oyunun başında kendini belli etti ve ileride Bursaspor'un çabuk çıkmasını baskısıyla önlemeye çalışıyordu ve oyundan çıkana kadar da başarılı olduğunu söyleyebiliriz.Bobo varken elbette 11'de göremeyebiliriz belki ama illa ki 18'de olması gerektiğini gösterdi bizlere Ali.İlk yarıdaki baskılı oyuna bir de Volkan Şen'in sorumsuzca atılması eklenince artık Beşiktaş'ın iyice ipler eline geçmişti.
İkinci yarıya Necip-Tabata değişikliğiyle başladı Shuster ve orta alanda eksik olan rakibini tamamen teslim almak istedi.Bursaspor ikinci yarı biraz daha sert oynamaya çalıştı rakibi kendi alanına getrmemek adına lakin sahada bir virtüöz Guti vardı ve bir orkestra şefi gibi sahada takımı ileri taşıyor,top takım arkadaşlarındayken de onlara işaretleriyle nerelere oynamaları gerektiğini gösteriyordu.Edebiyat ta gizli özne vardır ya hani,Guti'de sahadaki teknik direktör ve oyunun kaptanıydı.Dakikalar 65'i gösterdiğinde savunmadan ileri çıkan ve kaleye şut ile şansını deneyen Ersan,rakibine çarpan topu hemen baskı yapıp kontra yemeyi önlediği gibi  topa dokunup takım arkadaşına kazandırdı.Rakip baskısıyla tekrar topu kaybediceklerdi ki Aurelio presi ile top Hilbert'in önüne düştü ve o da tek top ile çizgi savunmanın hemen gerisinde bekleyen Holosko'ya yolladı ve tıpkı kaçırdığı ilk Tabata asistinden sonra aynı pozisyonu bu sefer gol ile süsledi.Ve o dakikadan sonra artık Bursaspor'un işi oldukça zordu hem sayısal hem de skor olarak geriye düşmüşlerdi.Buna rağmen rakibinin üzerine geldi,Vederson'un serbest atışında Cenk'in hatasıyla da olsa golü de buluyorlardı ama direk izin vermedi.Maçın sonunda ise oyuna Guti'nin yerine Fink'i alan Shuster artık orta alanı iyice kapamıştı ve Bursaspor'un son dakikalardaki çabası da yeterli olmayınca Beşiktaş sahasında sezonun en önemli 3 puanlarından birini baştan sona üstün götürdüğü maçta haklı bir galibiyetle aldı.
Shuster,F.Tekke konusunda çok eleştiri aldı benimde içinde olduğum taraftarın çoğul bir kısmı tarafından fakat Shuster eğer bu forvet yokluğunda Ali Kuçik gibi isimlere şans verecekse,Necip,Cenk,Onur,İsmail'leri kazandıracaksa takıma sonuna kadar destek verilmeli kendisine.Belki maçlar belki sezon kaybedebiliriz ama o hep bahsettiğimiz Beşiktaşlılık ruhunu tekrar canlandırırız ki bunun değeri ne şampiyonluklarla ne kupalarla ölçülebilir.Forma aşkı bambaşka ve bu aşkı ancak o değeri bilen oyuncular topluluğu canlı tutar,o oyuncularda ancak özkaynak düzeninde ortaya çıkar.Bknz:Ersanın Shuster ile olan gol sevinci,bu görüntü herşeyi anlatmaya yeter.
15:00 itibariyle puan durumu:

İddaa'cılara 05/12

05 Aralık Pazar kuponumuz


20:00 itibari ile kuponumuz tutmuştur :)

4 Aralık 2010 Cumartesi

AV MEVSİMİ izlenimlerimiz

New York'ta Beş Minare filminin başlarında fragmanlarda tanıştım ben açıkçası Av Mevsimi'yle o an karar verdik sevgili kız kardeşimle bu film izlenir dedik.Kadroya baksanıza Şener Şen,Çetin Tekindor,Cem Yılmaz,Okan Yalabık gibi isimler var (gerçi çok büyük isimler olupta rezalet çıkan filmlerde olmamış değildir),bu isimlerin arasında her filmde veya projede yer almayan Şener Şen olunca insan gitmek istemesede içinde bi istek uyandırıyor.
Nitekin o gün verdiğimiz o kararı bugün uyguladık ve kardeşimi girmekte olduğu vize sınavlarının çıkışında üniversiteden aldım ve doğru sinemaya gittik,17:00 seansına D:11-12 no'lu koltuklarımızda yerimi ayırt ettikten sonra aç olan karnımızı doyurduk ve (aç ayı misali :P )gidip yerlerimize oturduk.
Filmin başlarında Av Mevsimi adı olması sebebiylemidir nedir bilemiyorum bir olaylar bir çatışmalar falan bekliyordum açıkçası ama gayet sakin başladı ve ilk yarısı boyuncada tansiyon çok fazla yükselmeden bazen aşağlarda bazense orta karar geziniyordu.İlk yarı boyunca filmi götüren olaylardan ziyade Cem Yılmaz'ın reaksiyonlarıydı. (Cem Yılmaz'ı ayrıca değerlendirmek lazım yazının sonunda).İkinci yarıda ise tamamen olayların içine girmiş,ilk yarıdaki o polisiye kriminal dizi havası bitmiş olayların sonucuna ulaşmaya çalışan bir ikinci yarı vardı,filmin süresine bakılırsa hatta ilk yarısı filmin yarısı değil üçte biri bile sayılabilirmiş.Açıkçası izlemeyenler için konusu hakkında çok detaya girmek istemiyorum o yüzden burada kesmek lazım ki filmi izlenebilir kılmaya devam edebilelim.
Filmde görüntüsel olarak eleştiri anlamında bir şey söylemek gerekirse ben İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasına çok takıldım o koca isme küçüçük Amerikan filmlerindekş karakol havasında bir bina tahsis etmişler ve bencede koca İst.Emn.Müd. adına hiç yakışmamış.
Bir kaç sözde CMYLMZ'a;hep demişimdir bir kez de bu satırlarda dile getirmek istiyorum,bu adam ciddi rollerde çok çok  çok daha iyi oynuyor,ciddi roller derken o komedi filmlerine şahane ama ne bileyim burdaki gibi bir komiser,komedi olmayan aksiyon filmlerinde,duygusal filmlerinde,yani genel olarak komedi dışındaki filmlerde çok daha iyi izleyiciye aktarıyor bence.
Birde son birşey,CMYLMZ'ın bara gidip votka şişesini istediği barmen benim askerlik arkadaşım Emrah Gamsızoğlu çok sevindim onuda görünce :)
Bu filmi kesinlikle tavsiye ederim,paranızın boşa gitmeyeceği filmlerden.
Merakınızı almadan yazmaya çalıştım saygılar...